Freitag, 14. Oktober 2011

bilgi

insanin bilgi iliskisi cok fenomanl bir sey gercekten. hegel bilgi kendisine geldiginde - ulastiginda cemberine yeniden baslar diyor. yani bilgi bilginin arkadasindan kosuyor - sürekli olarak. ama tabi hersey bilgi icin demek zor. mesela heidegger biraz daha romantik yaklasiyor olaya sevgilisine söyle hitab ederken "seni düsündügüm icin, sendeyim.." yani birisini düsünmek onda olmak demek, bu düsünceye ontolojik bir boyut kazandiriyor heidegger. 
birazda su cikmiyor mu burdan: neyi düsünüyorsak ondayiz, dolayisiyla ne düsünüyorsak o yuz gibi cok subversiv bir söylem cikiyor. beynine bir sürü düsünce bicimini davet etmemis insanlarda biraz da bundan yakiniyoruz - ki bende kendimde bundan yakinirim - ne kadar azsin, ya da ne kadar bossun, sanki bütün o fikirler Dostojewskinin dedigi gibi insanin karakterini gösteren unsurlar. Kant'inda dedigi gibi insanin ruhunu fikirlerinde görüyoruz. ne kadarini icine almis ya da gelistirmis diye.. Hegel icin bilgi saf bilgi degil, tabi ki en cokta Ötekiyle kazanilan bilgi bu, hegel'in bir cok düsünürden cok daha modern bir düsünür oldugunu düsünüyorum, bize belki hepsinden daha yakin olan bir düsünce tarzina sahipti. bunun sebebide sanirim tamamen soyut kavramlarla calismasi sanirim.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen