Sonntag, 14. Dezember 2014

yeniden atlar, menziller ve geceler

"Buraya gelirken
Uzun uzak yollar için her menzilde at değiştirdim
Atlarla birlikte terledim yolları ve geceleri

Ödünç almadım hiç kimseden hiçbir şeyi" (Yalniz bir Opera - Murathan Mungan)

hayir hayir buraya gelirken bir sürü sey bir cok kisiden ödünc alinarak gelindi, örgendiklerimizi, anladiklarimizi, anlamadiklarimizi, biz dediklerimizi ve demediklerimizi. belki cogu yerde kendimize sagdik kalmak istedigimiz icin, ve bir cok yerde bunu basardigimiz icin, hic kimseciklerden bir seyi ödünc almadigimizi düsünüyoruz. zaten ne farkeder, mesele ödünc alinanlarla kendine sadik kalabilmek degilmiydi zaten. mevzular, meseleler, olaylar, konular, anlatilmak istenenler, anlatilamayanlar, derinlerde ararken yüzeyde kesfedilenler..

evet ama surasi dogru 'uzun uzak yollar icin her menzilde at degistirildi' hemde bircok kez, bu atlar degistirilirken ne garip sancilar, ne utanmisliklar yasandi, olmasi gerekilenin suana kadar olmayisinin utanci, bu anlamda bir varolus-utancinin bilinciyle geldik. atlar degisti, fikirler degisti, etraftaki insanciklar degisti, dücünceler, ideolojiler degisti, kant'la baslanilmisti yola, nerden nereye.. kant'in son yazilarini (anthropoloji) okumayanlar kant'in kati bir özne kavrami oldugunu savunurlar, oysa kant'ta hicbir özne tanimi yoktur, olsa olsa bir insan tanimi vardir, o da insanin düsünebilen bir varlik oldugunu söylemesidir, ama bu son projesinde özne cok sonlu, cok patholojik bir varlik olarak karsimiza cikiyor insan. kant insanin kirilgan bir özne oldugunu biliyordu, ama belkide kabul etmiyordu, son projesindeki kitaplarda (anthropologie in pragmatischer Hinsicht) insanin suanki haline bakildiginda gelecege dair hicbir ümit göremedigini söylüyor, ben kendi adima hic alinmiyorum, söyle tarihe bir bakildiginda da o anlamda pek yanilmis sayilmaz.

bir attan diger ata koca bir adim vardir, ve binildigi zamanda terletir, bu da Mungan'dan dogru bir tanim. ben tezimin son cümlelerinde beni cok terleten, cok yoran söyle bir soru ile karsi karsiya kalmistim:  ilkin iliskiyi düsünebilmek lazim, iliski nedir? bunun cok metafizik bir kavram olduguna karar kildim sonra, iliski hep varsaydigimiz bir sey, iki nesne arasinda cikan sonuclardan orda bir iliski var sayiyoruz. lacan icin özne bir signifikantin baska bir signifikanta olan iliskisidir. iki anlam arasindaki iliskidir özne - der. lacan bu metafizik bir iliskidir demiyor ama özne hakkinda iddia ettigi tanimida kanitlamiyor (oysa tersinden bir dedüksiyon ile yapilabilirdi belki), zaten böyle bir tarzida yok, farketmez. yinede gayet metafizik bir tanim, nerdeyse (dogrudan) kanitlanamaz. özne sadece cümleyi kuran degildir, o at ile menzil, ter ile gece arasindaki iliskidir, odur o ata binen, odur o yollara cikan, 'yeniden ve yeniden'..